Geçtiğimiz birkaç ayın zorlukları beni içine kapanık bir insan yaptı. Sosyal bir kelebek olmayı
bırakıp da ev işleri ile boğuşmaya ve dolayısıyla yalnız başıma daha çok vakit
geçirmeye başladım. Bu, kendimi biraz dinlemem, dinlenmem için de bir bahane oldu. Kendine döndükçe insanın depresyona girmesi işten bile değil, düşündükçe ne
zamandır düşünmediği şeyler olduğunu fark ediyor. Düşünülmesi çok da gerekli olmayan bir ton aptal düşünce beynime hücum ediyor.
Dedim ki “ Janan kişisi kalk, bu böyle olmayacak, sen ne zamandır koşmayı erteledin. Bi başla bakalım neler oluyor?” Tabi Kişisel Gelişim kitaplarındaki gibi değil hiçbir şey. “Bir hedefe karar vermek; çoğu vakit hedefin kendisidir.” “ En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir.” gibi sözler bana faso fiso geliyor.
Spora başlamaya karar verme aşaması çok kolay oldu. Peki başlamak? O biraz zorladı işte. sen gel spor yapma planlarını, nörotransmiterleri nöronların arasından buharlaşıp gitmiş, bütün sinapsları işgal altında, beyninin her hücresi negatif güçler tarafından işgal edilmiş Janan kişisine anlat.
Şu insanoğlu tembelliğe ne kadar kolay alışıyor. Sanki hiç sabah erken kalkıp spor yapmamışım, hayatımda ilk defa bu kadar erken kalkıyormuşum gibiydi. Uyku denen cin fikirlinin ısrarları ve beni caydırmaya çalışması da nafile. Kendime işkenceler yaparak rahat yatağımdan kalktım.
7. caddeyi uzun zamandır böyle bomboş görmemiştim.
Çimlerin kokusu
Daha sonra hatırlamak ve yaşananlardan ders almak amaçlı detayları ile ivmeli bir şekilde yükselen haleti ruhiyemi not aldım. (Bu bilinçli davranışım neticesinde kendimi tebrik ediyorum.)
Uyandıktan sonraki ilk 5 dakika:
Gözler Kapalıyken;
Yarebbim, lütfen saat yanlış zamanda çalıyor olsun. Daha kalkmama 15 dakika var olsun. Ben o 15 dakika sonra kesin daha zinde uyanırım. (saat: 06.30)
Gözler açıkken;
Kalkayım da bari bugün yakınlardaki bir parka gideyim.
Yüzümü yıkayıp evden çıkmaya hazırlanırken;
Zaten hemen koşmaya başlamak olmaz. Bugün yakın parkta yarım saat aletlerle çalışayım yarın koşarım.
Evden çıktıktan (ağzıma yüzüme oksijen dolduktan)sonraki ilk 2 dakika;
Temiz hava iyi geldi. Parka yürüyerek gideyim orada koşarım.
Evden çıktıktan (ağzıma yüzüme oksijen dolduktan) 5 dakika sonra;
Parka hafif koşu ile gideyim orada hızlanırım.
Bir saatlik koşuyu tamamladıktan sonra;
Muhteşemim. Ben var ya süperim. Akşam iş çıkışında yine geleyim.
Bahçeli sokaklarında koşarken kendimi bir anda hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu düşünürken buldum. Sabah henüz çok erkendi, günlerden cumartesi, dükkanlar kepenklerini henüz kaldırmamışlardı.
Bu minyatür orman hep burada mıyıdı ?
Güneş ışığı heryere ulaşmakta ne kadar da kararlıydı.
Ve birkaç saat sonra 7. caddede piyasa yapan arabaların altında ezileceğinden habersiz bir salyangoz. Denedim hayatını kurtarmayı ama o kadar yapışmıştı ki yere, almaya çalıştım ama hiç oralı olmadı kendisi. Ben de kaderine terkettim.
Spor yaptığımızda, kan basıncı ve kan akışı, beyin dâhil, vücudumuzun her yerinde artıyor. Daha fazla kan demek daha fazla enerji ve oksijen demek, bu da bizim beynimizin daha iyi performans göstermesini sağlıyor.
Neden koşunca kafan daha çok çalışıyor? Sorusuna antropolojik bir açıklama yaparsak; Atalarımız terleyinceye kadar spor yaptıkları zaman ya bir yırtıcıdan kaçıyorlar ya da yemeklerini kovalıyorlardı. Acil durumlarda beyne giden ekstra kan, Onların bir tehdit karşısında çabucak ve zekice reaksiyon göstermesini ya da avlarını öldürmelerini, karınlarını doyurmalarını sağlıyordu; bunun atalarımızın hayatta kalmasında kritik öneme sahip olduğu ortada.
Ölümcül bir tehlike ya da hayati öneme sahip bir ödül söz konusu olmamasına rağmen spor yaptığımda benim hissettiğim enerji, dünyayı kurtarabilirim, tüm savaşları sonlandırabilirim düşüncesi demek ki bu düşüncenin evrilmiş hali oluyor. Ne avlanıyorum, ne karnımı doyuruyorum ne de hayatımı kurtarıyorum spor yaparak. Bu kadar havalara girecek, gaza gelecek, kendini dünyayı kurtaracak kadar mutlu ve güçlü hissedecek ne var demeyin yani sebebi ortada; Bana miras kalmış bu hissiyat. Bilimsel detayları için buraya bakabilirsiniz
Sonuç olarak psikolojik bir çıkmazdaysanız, kafanızda zihinsel bir bulanıklık varsa yürüyüşe çıkın, bir süre sonra içinize oturan taşı yerinden oynatıp koşmaya başlarsanız zihninizdeki soruların cevaplarını bir bir bulabilirsiniz belki de.
8 tur attım. Kendimi tebrik ediyorum.
What am l doing at 7 a.m. on 7. street?
l am depressed during the past few months. l decided to deal with depression and start to running. Having an idea about solving the problem was quite easy but begining was so hard.
Anyway l summarized How l start to running?
5 minutes When l wake up
When my eyes wide shut;
My God please. The clock is ringing at wrong time. (6.30 a.m.)
When my eyes open;
Anyway l am going to stand up. l am going to run to nearest park.
While l am preparing to go out;
Today is so early for running. l can do exercise for only begining.
2 minutes when l go out (after taking a clean breath)
Fresh air is quite good. l am giong to walk to park and l am going to run in there.
5 minutes when l go out (after taking a clean breath)
l started to jogging.
When l ran for one hour.
l am a briliant person. l am a superwoman. l am going to come again arter work.
Why do we think better after we exercise?
When our ancestors worked up a sweat, they were probably fleeing a predator or chasing their next meal. During such emergencies, extra blood flow to the brain could have helped them react quickly and cleverly to an impending threat or kill prey that was critical to their survival.For that reason l fell myself so strong and happy after l run. You can have a look for details.